O bilmezdi. Bilirdi belki de, bilmezlikten gelirdi..
Ama ben ondan denizler çalar, doldururdum ceplerime..
Bire kırk veren bir ekin tarlası vardı sanki yüreğinin yerinde..
Gönlü boldu; köpekbalığı çeneleri arasında!..
Hiç istemedim..
Bilirdim. İsteseydim verirdi.. Hiç isteyemedim.
Ama o da hiç istemedi denizlerini benden geriye..
O bilirdi ve ben de bilirdim; denizlerin bitmeyeceğini..
Ne bende, ne onda..
Yukarıda okuduğunuz satırlar Muammer ERKUL'un GÖNLÜBOL adlı yazısının bir bölümü, ama o kadar uyuşuyor ki can dost emel'imle; yazmadan edemedim..
Bire on.. kırk.. hatta yüz verecek kadar bol bir yürek..
İşte bu kocaman yürekli güzel dostum için yaptığım çoraplar, iğne yastığı ve maço'nun oyuncağı amigurumi kemik..
Kullandıkça beni hatırla demiyorum Emelim, çünkü hatırlamak için önce unutmak gerek.
Unutulmayacağımı biliyorum:)
Güle güle güzel günlerde kullanmak nasip olsun inşallah:)